Gayrimenkul’e ESG yatırımlarını çekebilmek

Gayrimenkul sektörü için bazı ülkeler yavaş bir dönemden geçiyor.  ABD genelinde ofislerin yaklaşık yüzde 20’si boş ve yüksek faiz oranları ticari gayrimenkule daha az yatırım yapılmasına neden oldu. Türkiye’de ise

Durgunluk olan ülkelerin, inşaat profesyonelleri odaklarını yeni inşaat projelerinden mevcut gayrimenkul varlıklarına ayarladıkça, yapılı çevrenin sürdürülebilirliği üzerinde yapılan çalışmaları dönüştürüyor. Bu zihniyeti şekillendiren faktörler arasında: bina performans düzenlemeleri, ESG raporlaması ve kurumsal karbon taahhütleri var.

Karbondan arındırılmış gayrimenkuller için durum açık: Gayrimenkul hizmetleri firması JLL tarafından yapılan araştırmaya göre, yüksek kaliteli, düşük karbonlu çalışma alanlarına olan talep, 2030 yılına kadar büyük ABD pazarlarında arzı yüzde 75 oranında aşacak.

Kurumsal karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşmak, mevcut binaların işletilmesi, bakımı ve yenilenmesi konusunda harekete geçmeyi gerektirir. Şirketlerin, iklim değişikliğinin en kötü etkilerini azaltmak için karbondan arındırma hedefleri belirlemekten, stratejik yol haritaları ve uygulama planları oluşturmaya hızla geçmeleri gerekiyor. Binalarını karbondan arındıran en başarılı şirketlerden öğrenerek bu oturumda şirketinizin ilerlemesini hızlandırmak gerek…

Bina verilerini yönetmek, işletmelerin devletin yönetmeliklerini, kurumsal taahhütleri ve ESG raporlama taleplerini karşılaması için çok önemlidir. Yine de veri yönetimi oluşturmak, erişim ve kalite gibi zorluklarla doludur. İyi yapıldığında, bina veri yönetimi karbondan arındırma stratejilerini bilgilendirebilir, hedeflere yönelik ilerlemeyi ölçebilir ve ESG yatırımlarını çekebilir.

Benim alanım binanın performans verilerini toplamak, yönetmek ve raporlamak için en iyi iş uygulamalarını yaratmaktır. Bunuda BREEAM-In-Use ve LEED EBOM gibi yeşil bina sistemleri ile yapıyoruz.  Gayrimenkul verilerini kurumsal raporlama çerçevelerine dönüştürme becerilerine sahip olunması çok önemli…