TURKECO Yeşil Bina Danışmanlığı - Referanslar - Gaziantep Büyükşehir Belediye Binası | BREEAM Sertifikası
Gaziantep Büyükşehir Belediye Binası
29/08/2018
Türkiye’nin ilk LEED Gold Sertifikalı golf oteli
31/08/2018
TURKECO Yeşil Bina Danışmanlığı - Referanslar - Gaziantep Büyükşehir Belediye Binası | BREEAM Sertifikası
Gaziantep Büyükşehir Belediye Binası
29/08/2018
Türkiye’nin ilk LEED Gold Sertifikalı golf oteli
31/08/2018

Yeşil Bina Dergisi – Türkiye’nin ilk DGNB Sertifikalı Projesi: Quasar İstanbul

Quasar İstanbul, Alman Sürdürülebilir Bina Sertifikası DGNB’nin ön sertifikasını Türkiye’de alan ilk proje oldu.
Mimari Proje: Emre Arolat Architects
Statik Proje: Balkar İnşaat Mühendislik ve Müşavirlik Ltd. Şti.
Mekanik Proje: Setta Mühendislik A.Ş.
Elektrik Proje: HB Teknik Elektrik Müh. Proje ve Dan. Hizm. Ltd. Şti.
Alt Yapı: Arup Müh. ve Müş. Ltd. Şti.
Peyzaj: DS Mimarlık Peyzaj Mimarlığı Restorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti.
Yapı Denetim: Emlak Konut GYO A.Ş.
Müşavir: Arup Müh. ve Müş. Ltd. Şti.
Yüklenici: Cansın İnşaat Yatırım Planlama San. ve Tic. A.Ş.
Yangın Danışmanı: Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç
Ses ve Akustik Danışmanlık: Sey Akustik Danışmanlık ve Mimarlık Ltd. Şti.
İhale ve Teknik Dokümantasyon: Arup Müh. ve Müş. Ltd. Şti. ve Cansın İnşaat
DGNB Danışmanlığı: TURKECO İnşaat ve Enerji Ltd. Şti.

TOKİ iştiraki Emlak Konut GYO’ya ait Mecidiyeköy’deki eski Likör Fabrikası arazisinde Viatrans-Meydanbey Ortak Girişimi tarafından geliştirilen Quasar İstanbul, DGNB (Deutsche Gesellschaft für Nachhaltiges Bauen) Gold ön sertifikasını Türkiye’de alan ilk proje oldu. Diğer Yeşil Bina sertifikalarından farklı olarak sosyal ve ekonomik kriterlerin de göz önünde bulundurulduğu DGNB Gold sertifikası için LEED Platin ve BREEAM Excellent’ın daha üstünde puan toplanması gerekiyor. Sertifikasyon süreci TURKECO tarafından yürütülen projede yaşam kalitesine odaklı seçkin bir rezidans yaşamı, 5 yıldızlı yeni bir otel markasının konforuyla sunulacak. Projede eski Likör Fabrikası binası ve önündeki kent bahçesi, yeni bir uluslararası kültür, sanat ve moda merkezi olarak hayata geçirilecek. Projenin 2015’in ilk aylarında bitirilmesi planlanıyor. 54 bin metrekaresi otopark, 25 bin metrekaresi otel, 55 bin metrekaresi konut, 25 bin metrekaresi ofis, 14 bin metrekaresi ticari ünitelerden oluşacak ve toplam 184 bin metrekare alanda inşaa edilen projede Likör Fabrikası’nın arka cephesinde 40’ar katlı iki kule yapılacak. 400 konutun yer alacağı projede ağırlıklı olarak 2+1 ve 1+1 daire tipleri bulunacak.

Viatrans – Meydanbey Ortak Girişimi İcra Kurulu Başkanı Haydar Özkan:
“Türkiye’nin ilk Alman Yeşil Bina sertifikalı binası olacak”

“Bu projeyle Türkiye’de lüks yaşam konseptini yeniden tarif etme iddiasındayız. Latince’de lüks, kelime kökeni olarak ışık, pırıltı, cazibe demek. Biz Viatrans olarak Türkiye’ye İsviçre’li perspektifiyle lüks yaşamı getirmeyi öngörüyoruz. Türkiye’de lüks ve konforlu bir yaşam tarzı geliştirme iddiasıyla varız. Projenin enerji tüketimi açısından verimli olmasını, çocukların özel olarak ihtiyaçlarının öngörülmesini istedik. Yaşam sirkülasyon alanlarının, kullanılan mekanların, o mekanlarda sunulan hizmetlerin içerik ve detaylarının da aşırıya kaçmadan kaliteli bir şekilde var olmasını ve sunulmasını öngördük. Dolayısıyla bu proje hem gayrimenkulün fiziksel kalitesiyle, hem tarzıyla hem de tasarlanacak ve sunulacak olan görünmeyen unsur ve hizmetleriyle bir bütün olacak. Yaklaşık dört bin metrekarelik Likör Fabrikası binasını aslına uygun olarak aynen yerine inşa edeceğiz. Bu yapı İstanbul’da uluslararası tanınırlığı olan yeni bir kültür, sanat ve moda merkezi olarak hayata geçirilecek. Tüm bunların yapı olarak üzerinde bulunduğu arazinin bahçe dışında kalan kısımlarının altına doğru ilerleyen iki tane çarşı katı bulunuyor.”

“Arazide var olan mevcut değerler bizim önceliğimizdi. Projenin önündeki 10 dönümlük bahçeyi kültür, sanat ve moda merkezi konseptini destekleyecek şekilde halka açacağız. İçerisinde ikonik heykellerin olduğu çok güzel bir kent bahçesi düzenlemesi üzerinde çalışıyoruz. Bahçe içerisindeki tescilli tarihi çınar ağaçlarımız bulunuyor. Ayrıca Avrupa’daki gibi ihtişamlı çınar ağaçlarıyla eş hacim ve ihtişamda çınar ağaçları getirerek, burayı bir çınar korusu haline getireceğiz. Çok etkili bir takım kurduk. Bu takımın içerisinde başta mimarımız Emre Arolat, dünyanın kendi alanında en önemli proje yönetim firmalarından olan Arup ve Avrupa’nın sayılı içmimarlarından Marcel Wanders ile çalışıyoruz. Kendimizi sadece gayrimenkul geliştirici olarak görmüyoruz. Aslında biz bir yaşam tarzı geliştiriyoruz. Projeyle İstanbul’da gayrimenkul geliştirme sektörüne yeni bir pencere açmayı hedefliyoruz. Türkiye’de gayrimenkul geliştirmenin aslında yaşam kalitesini geliştirmek olduğu yönünde, bugüne kadar içi pek doldurulamamış olan bir yaklaşımın gerçek uygulamasını bu proje ile sergileyeceğiz. Bunu da iyi planlama, doğru tasarım, sürdürülebilir maliyet ve mülkiyetini devam ettirme şansını da müşterimize vererek başaracağız…”

DGNB Gold, projeyi destekleyen bir sertifika 
“Hedefimiz, binanın Türkiye’nin sınırlarının dışında tanınan bir kültür, sanat ve moda merkezi olmasını sağlamak. Ondan sonra da bu binanın ve sunulan vizyonun Yeşil Bina konsepti ve perspektifiyle nerede durduğunu sorgulamak istedik. Bu bizim için çok önemli. Hiçbir danışmanımıza, mimarımıza, proje yöneticimize ‘Yeşil Bina olmak istiyoruz’ demedik. ‘Böyle bir vizyonla bu binayı yapmak istiyoruz’ dedik, sonra yapmış olduğumuz bu bina ile ‘Yeşil Bina’ sertifikasını hak edip etmediğimizi sorguladık. Oradan yola çıkarak geldiğimiz noktada da bugün gururla ifade etmeliyim ki İstanbul Likör Fabrikası projesi Türkiye’nin ilk Alman Yeşil Bina sertifikalı binası olacak. İsviçre vizyonuyla bir proje geliştirdik ve sonra projemizin neleri hak ettiğini düşünmeye başladık. Projemiz ortaya çıktıktan sonra da ilk aklımıza gelen, Yeşil Bina sertifikasına başvurmak oldu. DGNB’nin sahip olduğu özellikler bizim için diğerlerinden çok daha değerliydi. DGNB’yi seçmemizin iki nedeni var; birincisi, İsviçre’de yasal mevzuatla kullanılan bir sistem olması, ikincisi de DGNB’nin, LEED ve BREEAM’den farklı olarak kültürel ve sosyal boyutlarının olmasıydı. Dolayısıyla tam da bizim projemizi anlatan, destekleyen bir sertifika olduğu için DGNB’yi seçtik. Ayrıca DGNB muhtemelen önümüzdeki dönemde AB sertifikasyon sisteminin de belkemiğini oluşturacak…”

Yerli inşaat malzemeleri teşvik edilmeli
“Projeyi üstün nitelikli tasarladığımız için DGNB’nin istediği neredeyse tüm unsurlar projede zaten bulunuyordu. Bu yüzden de sertifikasyon anlamında fazla bir maliyeti olduğunu söyleyemem. Bu zaten bizim vizyonumuzun, projemizin bir parçasıydı. Projemizin dışına çıkmamız gerekmedi. Türkiye’nin Yeşil Bina ile ilgili uzun vadede istikameti doğru ama kısa vadede özellikle evrensel olarak kabul edilmiş, önde gelen standartlar çerçevesinde onaylı malzeme tedarikçilerinin olabildiğince Türk olmaları sağlanmalı. Aslında belki üreticilerimiz yurtdışındakiyle aynı kalitede mal üretiyordur ama kendi imalatını o standart nezdinde sertifikalandırmadığı için denetleme aşamasında bir katkısı olamıyor. O zaman da sırf imalatçı imalatını sertifikalandırmadığı için aynı malzemeyi bir başkasından daha pahalıya almak zorunda kalıyorsunuz. Bu da varlıkların bir yerde israf edilmesine neden oluyor. Türkiye’de Yeşil Bina yapılması daha cazip hale getirilmeli. Bunun için Türk inşaat malzemesi endüstrisinin teşvik edilmesi şart. Bu yapıldığı zaman yatırımcı da kendi coğrafyasında var olan, kendisine yakın, muhtemelen daha makul fiyatlarla ürün temin ederek Yeşil Bina standardından ödün vermeksizin binasını inşa edebilir. Ama şu anda yurtdışı firmalardan ürün almaya zorlanıyoruz. Bu konuda sınırlı sayıdaki tedarikçiden mal talep edildiğinde fiyatlar da otomatik olarak yükseliyor. Dolayısıyla hükümetin acilen bu konuda Türk inşaat malzemesi endüstrisini teşvik etmesi, yol göstermesi gerekiyor…”

Ekoloji açıdan birçok noktaya dikkat ettik

“Ekoloji ve konfor açısından birçok noktaya dikkat ettik. Özellikle temiz hava sirkülasyonuna, daire içi ses yalıtımına, otomasyon sistemlerini kullanmak suretiyle enerji sarf sistemlerinin yönetimine özen gösterdik. Sayaç seçimleriyle ilgili çalıştık. Ekoloji deyince tasarrufla ilgileniyorsunuz ama sonuçta bahçeyi de göz ardı etmemek gerekiyor. Türkiye’de herkes ağaç dikiyor ama 15 metre uzunluğunda geniş çaplı çınar ağacını Türkiye’de nereden buluruz diye çok aradık ama bulamadık. Türkiye’de şu anda ağaç çiftlikleri, Avrupa’ya kıyasla son derece geri kalmış durumda. Avrupa’da istediğiniz boyda ağaç alır projenizde kullanırsınız. Mesela Almanya’da öyle bir noktaya gelmişler ki ormandaki ağaçları alıyorlar götürüyorlar, binalarını yapıp aynı ağaçları öldürmeden geri getiriyorlar. Türkiye’de bunu yapacak makine yok. Biz Avrupa’nın en büyük ağaç dikim makinesini Türkiye’ye getirerek bahçemizin yenilenmesinde kullanacağız…”

TURKECO Kurucu Yöneticisi Dr. Duygu Erten:
“DGNB Gold’un ön sertifikası alındı”

“TURKECO İnşaat ve Enerji Ltd. Şti., sürdürülebilirlik danışmanlığı ve eğitimleri veren uluslararası bir firma. Kurumların, binalar ve yerleşkeler konusunda gerekli sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması için enerji konsepti danışmanlığı veriyoruz ve asıl işimiz yaşam döngüsü analizi, enerji ve gün ışığı modellemelerini tasarımın başında yaparak ve tasarımcıyla yakın çalışarak, binaların sürdürülebilir binalar olarak tasarlanmasını sağlamak. İsteyen işverenler için de Yeşil Bina sertifikasyon alma sürecini yönetiyoruz. Yani aslında sertifikasyon bizim ikinci işimiz. Öncelik binaların sürdürülebilir tasarlanması ve inşa edilmesi. TURKECO, sertifika hedefi olmayan projelere de danışmanlık yaparak binalarda sürdürülebilir tasarımlar yapılmasını sağlıyor. Türkiye’de LEED, BREEAM ve DGNB sertifikalarının üçünde de akredite uzmanı bulunan tek firma olma özelliğine sahibiz. Hollanda’lı Concort Mimarlık’la bir iyi niyet anlaşmamız var ve Almanya’da iki firmayla da enerji ve cephe konusunda ortaklık yapıyoruz. Varolan bina iyileştirmelerinde Boğaziçi Üniversitesi Hamlin Hall binasına LEED Gold alınmasında danışmanlık verdik. Farklı fonksiyonları olan binaları özellikle seçiyoruz ki işverenler her türlü binanın enerji verimli ve sürdürülebilir bina olabileceğini görsün. Örneğin danışmanlık verdiğimiz KFC restaurantlarından ikisi LEED Silver’ı en üst seviyeden aldı…”

DGNB’nin farklı bir yaklaşımı var
“DGNB’nin LEED ve BREEAM’den farklı bir yaklaşımı var. En büyük farkı ise diğerlerinde olmayan sosyal ve ekonomik kriterleri de göz önünde bulundurması. Eski Likör Fabrikasının yerine yapılacak Quasar İstanbul projesi için DGNB Gold ön sertifikası alındı. DGNB Gold, bu sitemin en üst seviyesi. Ve Avrupa’da yapılan araştırmalara göre LEED Platin ile BREEAM Excellent’ın daha üstünde puan toplamak gerekiyor. DGNB sisteminin seçilmesinde projenin sahibi olan Viatrans-Meydanbey’in vizyonerliğinin takdir edilmesi gerekiyor. Onlar farklı olmak istediler ve Yeşil Binalar konusunda lider olmayı tercih ettiler.  Bu binalar sürdürülebilirlikte ülkemizin değil, bölgenin de lider binaları olma özelliği taşıyacak. EAA gibi olaya sıcak bakan bir mimari ekip, ARUP ve Meydanbey ile çalışmak da büyük şans.”

Yaşam döngüsü değerlendirmesi yapılıyor
“Enerji modellemesi sonuçları göz önünde bulundurularak, DGNB kriterlerinin gerekliliklerini yerine getirmek amacıyla bir yaşam döngüsü değerlendirmesi (LCA) yapıyoruz. Bunun için işin başından entegre tasarımın gerekliliği olarak mimar/mekanik/cephe danışmanı/elektrik/aydınlatma/peyzaj gibi tüm tasarım ekibinden alınan veriler, bina simülasyonu ve ESUCO veritabanı bilgileri doğrultusunda şu kriterler tarafımızdan değerlendiriliyor: Küresel ısınma potansiyeli, ozon tabakası delme potansiyeli, fotokimyasal ozon yaratma potansiyeli, asitleştirme potansiyeli, ötrofikasyon potansiyeli, yenilenemez enerji ihtiyacı, toplam enerji ihtiyacı ve yenilenebilir enerji yüzdesi.”

DGNB’de ekonomik ve sosyal faktörler de değerlendiriliyor
“DGNB (Deutsche Gesellschaft für Nachhaltiges Bauen/Alman Sürdürülebilir Bina Sertifikası), kaliteye önem veren bir bakış açısı içeren, yapı planlaması ve değerlendirilmesi amacıyla Alman Sürdürülebilir Bina Konseyi ve Ulaşım, İnşaat ve Kentsel İlişkiler Birleşmiş Bakanlığı ortaklığında oluşturulmuş bir sistem. DGNB sertifikası kapsamına, AB’nin Bina Enerji Performansı Sertifikalandırması gibi binanın enerji kullanımının incelenmesi, binanın atmosfere diğer etkileri, sürdürülebilir yerleşim, su kullanımı, malzeme ve kaynak tüketimi, iç ortam kalitesi gibi çeşitli kriterlere göre binanın değerlendirilmesi giriyor. Bu sertifika diğer uluslararası sertifikaların içeriğinde olmayan ekonomik ve sosyal faktörleri içine aldığından, yeşil seviyesinin üzerine çıkılıyor ve ‘sürdürülebilirlik sertifikası’ olarak adlandırılıyor. DGNB incelediği binayı Bronz, Gümüş ve Altın gibi üç farklı seviyede belgelendiriyor. Almanya, geçtiğimiz senelerde 91 ülkenin networkünde olan Yeşil Bina Konseyi’ni kurarken binalar konusundaki iddialı yerini bir kez daha ispat etmiş ve Konseyi ‘Sürdürülebilir Binalar Konseyi’ olarak adlandırarak 2. jenerasyon bir sistem yaratma iddiasında olduğunun mesajını vermişti. DGNB binaları ömür boyu maliyetlerini de göz önünde bulundurarak sertifikalandıran bir sistem…”

“Sürdürülebilir binaların temeli, yaşam döngüsünü, düşünme ve harekete geçme süreçlerinde göz önünde bulundurmaktır. Binalar inşa edilirken enerji verimliliğinin yüksek olması halinde, kullanım ömrü boyunca harcayacakları enerji de bu oranda düşük olacaktır. Buna bağlı olarak, binaların nasıl inşa edildiği, kullanılan malzemelerin seçimi ve nasıl işlendiği büyük önem kazanıyor. Sürdürülebilir binalar yaratmak isteyen planlamacılar ve mimarlar şu  sorularla yüz yüze kalıyor: Binaların inşa edilmesi sırasında kullanılan malzemeler ne oranda geri dönüştürülebilir özellikte; bu binada ne kadar birincil enerji harcanıyor; bu binanın karbon ayakizi hangi mertebede; çevresel etkiler, planlama aşamasında tüm yaşam döngüsü kapsayacak şekilde göz önünde bulunduruldu mu ve bu şekilde ortaya konuldu mu; daha ekolojik bir seçenek yönünde verilecek karar ne zaman kendi masraflarını karşılar hale gelecek?..”

DNGB’nin anlaşılır bir altyapısı var
“Her bina farklı özelliklere sahiptir ve bu bakımdan çevresel etkilerin, sürdürülebilirlik performansının ortaya konulması ve optimizasyon potansiyellerinin belirlenmesi için ayrı bir analize ihtiyaç duyulur. Bir binanın Yaşam Döngüsü Analizi sadece talep edilen bilgiyi sağlamakla kalmayıp aynı zamanda Alman Sürdürülebilir Binalar Derneği DGNB sertifikası ile belgelendirilmesi sürecinin de esas bileşenini oluşturuyor. DGNB, binanın planlanmasında ve çevresel değerlendirilmesinde kullanılmak üzere kurulmuş bir sistem. Bir sınıflandırma sistemi olarak tüm ilgili sürdürülebilir bina konularını içeriyor. Net bir şekilde düzenlenmiş anlaşılır bir altyapısı olan Alman Sürdürülebilir Bina Sertifikası, tüm ilgili sürdürülebilir bina konularını içeriyor. Değerlendirmeyi etkileyen altı madde ise şunlar: Çevrebilim, Ekonomi, Sosyal Kültürel ve Operasyonel konular, Teknik konular, Arazi Yerleşimi ve Süreçler. Sertifika, projenin başlangıç noktasında belirlenen sürdürülebilir bina hedeflerinin bütünleşik tasarım prensipleri doğrultusunda uygulanması üzerine kurulu. Böylelikle, sürdürülebilir binalar, güncel teknolojiye göre tasarlanıp kalitelerini bu yeni sertifika ile belgelendirebilirler…”

Bütünsel planlama teşvik ediliyor
“DNGB sertifikası, bir binanın çevre ve topluma olan pozitif etkilerini somut bir şekilde gösteriyor. Bir projenin erken planlama aşamasında performans hedeflerine ulaşılabilirliği büyük bir kesinlikle ortaya konulabiliyor. Sertifika sayesinde inşaat süresince bütünsel bir planlama teşvik ediliyor. Böylelikle, planlama ve inşaat süresince daha şeffaf ve net süreçler takip ediliyor. Sürdürülebilir en iyi çözüm seçenekleri ortaya çıkıyor ve son olarak da operasyon ve renovasyon süresince doğabilecek riskler azaltılıyor. Bu sertifika, uygulayanlar tarafından uygulayıcılar için geliştirilmiş. Mal sahipleri ve tasarımcıları sürdürülebilir binalar tasarlayıp uygulamaya geçirmeleri yönünde destekliyor. Binanın yaşam döngüsü üzerine kurulmuş, dolayısıyla bu da bir binanın sürdürülebilirliğini değerlendirme açısından kaçınılmaz bir unsur. Alman sertifikası, binaları bütünsel olarak değerlendiriyor. Bir binanın çevre bilimi açısından değerlendirilmesinin çok daha ötesine giderek bir binayı ekonomik, performans, sosyo-kültürel ve işlevsel açılardan da değerlendiriyor. Altı farklı alanda 61 kriter üzerinden binayı değerlendiren sistem, kullanıcı profillerini kullanarak bir değerlendirme matrisi oluşturulmasını istiyor.”

Kaynak: https://www.emlaktasondakika.com/haber/konut-projeleri/fairmont-quasar-istanbul-ile-ayricaliklar-kulubune-uye-olun/66827